28 Nisan 2008 Pazartesi

hüzünlü bir 28 nisan

Bügün içimde nedeni belli olayan bir hüzün var.Hiç hesapta olmayan bir toplantı çıkınca deniz havası iyi gelir umudu ile yola çıktım.Denizin de benim gibi hüzünlü bir günü galiba kımıldamaya hali yok.martılar ise narin bir şekilde uçarak her zamanki gibi vapura eşlik ediyorlar.karabataklar ise boğaz derdinde,bu tabloya az ileride iki yunus da katıldı onlarında neşesi yok bu yolculukta sakin sakin yüzüyorlar vapurun etrafında.Gökyüzü tüm kara bulutları toplamış dağıtmak için habermi bekliyor ne?
Halbuki boşaltsa üstündeki karabulutları hem toprak rahatlasa hemde barajlar.Ben nasılsa yaklanacam her şekilde bu yağmura ha şimdi ha akşam değişen bir şey yok nasılsa...

19 Nisan 2008 Cumartesi

Vücudumuzun yükünü çeken ayaklarımızın haritası


SAĞ AYAK: 1 Böbrek-2 Mesane-3Üretra-4 Cerebra (Beynin içerdiği iki lobun ön kısmı)

5 Hipofiz-6 Burun-7 Beyincik-8 Göz-9 Kulak-10 Hipotiroid-11 Akciğer / Nefes Borusu

12 KARACİĞER-13 Mide-14 İnce Bağırsak-15 Anüs-16 Üreme-17 Yumurtalıklar / Testisler

SOL AYAK

1 Böbrek-2 Mesane-3 Üretra-4 Cerebra (Beynin içerdiği iki lobun ön kısmı)-5 Hipofiz

6 Burun-7 Beyincik-8 Göz-9 Kulak-10 Hipotiroid-11 Akciğer / Nefes Borusu-12 KALP

13 Mide-14 İnce Bağırsak-15 Anüs-16 Üreme-17 Yumurtalıklar

Ayak masajı Çin kültüründe yaklaşık 3000 senedir uygulanan bir terapi şeklidir. Geleneksel Çin felsefesi insanı evrenin ayrılmaz bir parçası olarak görür ve evrende bulunan kozmik enerjinin insan vücudunda da bulunduğuna inanır. Ayak Masajı, stres ve yorgunluk gibi nedenlerden dolayı bloke olmus bu enerji kanallarını doğal akupresür yöntemi (Akupunktur noktalarına parmakla bastırmak) ile açarak kişiyi rahatlatır ve hastalıklara karşı bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur

Bizde istanbulda lale festivaline katıldık







Bu yıl istanbulun her yerinde laleler çok güzel ama Emirgan korusunda bir başka güzel bakmaya doyamadan ayrıldık.çünkü gidiş gibi dönüşte de bizi istanbul trafiği stresi bekliyordu.

17 Nisan 2008 Perşembe

alyans


Alyansı neden dördüncü parmağımıza takmalıyız?

Bunun, Çinliler'in anlattığı çok güzel ve inandırıcı bir açıklaması var.

Başparmak, anne-babanızı,

İşaret parmağı, kardeşlerinizi

,Orta parmak, sizi

,Dördüncü parmak (yani yüzük parmağı), hayat arkadaşınızı,

Ve serçe parmak, çocuklarınızı temsil eder

.İlk önce avuçlarınızı birbirine bakacak şekilde açın.

Orta parmakları bükün ve sırt sırta birleştirin
Daha sonra kalan dört parmağınızı da şekildeki gibi açıp, uç uca getirin
.
Şimdi, anne babanızı temsil eden başparmaklarınızı ayırmaya çalışın... Açılacaktır, çünkü anne babanız sizinle birlikte ömür boyu yaşamayacaktır. Er ya da geç onlardan ayrılmak zorundasınız
.
Baş parmaklarınızı önceki gibi birleştirip, kardeşlerinizi temsil eden işaret parmaklarınızı ayırın. Onlar da ayrılacaktır, çünkü kardeşleriniz kendi ailelerini kurup, ayrı bir hayat seçer
.
İşaret parmaklarınızı birleştirip, çocuklarınızı temsil eden serçe parmaklarınızı ayırın. Onlar da ayrılıcak, çünkü çocuklar da evlenir ve bir gün kendi hayatlarını kurar
.Son olarak serçe parmaklarınızı birleştirip, eşlerinizi temsil eden yüzük parmaklarınızı ayırmaya çalışın.
Ayıramadığınızı görünce şaşıracaksınız.
Çünkü karı-kocalar hayat boyu bir arada yaşarlar...
İyi günde ve kötü günde...

15 Nisan 2008 Salı

istanbulda bahar


İşyerindeki bahçemiz ve biz bu güzelliği yaşadığımız için çok şanslıyız.

11 Nisan 2008 Cuma

Çocukluğumuzu ifade eden KUŞ HATIRALARI



Benim çocukluğumda soframıza kuşlar konar rüyalarımıza melekler uğrardı. Kapımızdan yoğurtçu bahçemizden ishakkuşu kalbimizden yeni çıkan şarkılar geçerdi. kışın bir sobamız olurdu sobanın yanında kedimiz kedinin önünde yün yumağı bir Hayat Bilgisi fotoğrafı gibiydik. Yerli malı kullanan yurdunun üç tarafı denizlerle çevrili kuruincir üzüm fındık tütün çay narenciye kavun-karpuz yetiştiren kuruüzüm inciri satan karşılığında çamaşır makinesi radyo ve otomobil alan bir toprağın fertleri... Biraz yoksul biraz mütevekkil biraz mahcup biraz kırılgan biraz naif ama hep umutlu... Özlerdik . Memleketteki halamızı ince doğranmış bir dilim pastırmayı yurttan sesler korosunu akşam komşuluklarını radyo tiyatrolarını sabah ezanını kalaycıyı bozacıyı münir nurettin şarkılarını orhan boran yarışmalarını kandil gecelerini duvarlarımızın sarmaşıklarını bakkalımızın utana sıkıla veresiye hatırlatmalarını okulönü kozhelvalarını akşam oturmalarını ve hayatı... Top oynardık ip atlar kedi kovalar taşlarla birbirimizin başını yarar mahalle savaşları çıkarır gece olunca da tutar babalamızın elinden yazlık sinemaya gider ....................

İbrahim Sadri

10 Nisan 2008 Perşembe